Faust? oyununda ve Borkis, Doksanlar gibi ünlü yapımlarda karşımıza çıkan Öykü Naz Altay ile bir röportaj gerçekleştirdik. Kaç yaşında olduğunu, nereden mezun olduğunu, yaptığı işleri, oynadığı dizileri, yer aldığı tiyatro oyunlarını konuştuk. Gelecekle ilgili planlarından bahsettik, gençlere tavsiyelerini aldık.
İşte bilinmeyenleriyle Öykü Naz Altay…
Öykü Naz Altay Röportajı
Öykü Naz Altay Hakkında
Genç ve yetenekli oyuncuyu yakından tanıyalım.
Biletino: Öykü Hanım, röportajımıza katıldığınız için teşekkür ederiz. Bize biraz kendinizden ve yaptığınız işlerden bahseder misiniz?
Öykü Naz Altay: Merhaba öncelikle. Öykü ben. 2019’da Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Devlet Konservatuvarı Tiyatro Anasanat Dalı’ndan mezun oldum. Mezuniyetimizle beraber sınıf arkadaşlarımla bir kumpanya kurduk. Arsız Kumpanya. Ve ilk oyunumuz olan “Faust?” u oynamaya başladık. Yine bu son üç senedir televizyonda, dijitalde bazı işler yaptım. Yapmaya da devam ediyorum.
B: Sahneye nasıl çıktınız? Mimar Sinan Üniversitesi Tiyatro Bölümü mezunusunuz, kendi tiyatro topluluğunuzu kurdunuz. Sizi oyunculuğa iten ne oldu? Küçüklüğünüzden beri bu işi yapacağınızı mı hayal ediyordunuz yoksa bir anda mı oldu?
ÖNA: Her şey çok organik oldu benim için. Öyle ilginç bir hikayem yok. Zaten ilkokulda, lisede sahneye çıkıyordum. Kurslara gidiyordum. Ben bu işi yapmak istiyorum demem biraz geç ve ani oldu. Ama itiraf gibiydi. Zaten başka hayal ettiğim bir şey yoktu. Sahnede olmayı sevdiğimi farkettim ve devam etmek istedim kısacası.
Öykü Naz Altay’ın Profesyonel Kariyeri
B: Küçüklüğümden beri sahneye çıkıyorum dediniz. Peki profesyonel anlamda ilk oyunculuk deneyiminizden bahsedebilir misiniz? Nasıl bir histi, neler hissettiniz?
ÖNA: İlk bu işten para kazanmam Doksanlar dizisiyle oldu. Ama profesyonel anlamda ilk deneyim denebilir mi bilmiyorum. Bunun iş olduğunu, neden para kazandığımı bile anlamıyordum. On yedi yaşındaydım ve biri gitmeyi çok sevdiğim bir yere gittiğim için bana para veriyordu. Bence benim bu işi profesyonel olarak yapmaya başlamam mezuniyetimle oldu diyebiliriz.
B: Kurşun, Kanatsız Kuşlar, Doksanlar, Kefaret, Bonkis dizilerinde, İçimdeki Kahraman filminde ve Faust gibi önemli tiyatro oyunlarında yer aldınız. Sizce kariyerinizin kırılma noktası ne oldu?
ÖNA: Aslında kariyerimde radikal bir kırılma noktası henüz olmadı herhalde. Ama meslekle ilgili bazı kırılma noktalarım oldu. İkisi okula başlarken ve bitirirken, üçüncüsü sanıyorum ekip olarak profesyonel hayata adım atmaya karar verdiğimiz an, son olarak geçtiğimiz sene Bonkis ve Netflix için çektiğim henüz yayınlanmamış bir sinema filmiyle. Ama bunlar benim zihnimdeki kırılmalar ve onlarcası olacağına emin olduğum, idrak etmekle ilgili anlar. “Aa evet, bu böyleymiş.” dedirten yüzleşmeler, alınan dersler bütünü.
Dizi Setlerinden, Tiyatro Sahnesine…
B: TV’de yer almakla tiyatro sahnesinde yer almak arasındaki farklar sizce neler? Tiyatro sahnesinde olmakla ilgili en sevdiğiniz özellikler neler?
ÖNA: Eskiden çok farklı olduğunu düşündüğüm iki alan giderek benzeşmeye başladı benim için. İcra etmek açısından kurallar çok da farklı değil. Fakat süreçleri çok farklı. Anı yaşama biçimin değişiyor. Birinde hazırladığın bir yemeği sunup, insanların yemesini izliyorsun ve çoğu zaman onlarla birlikte tadıyorsun sen de sonucu. Diğerindeyse hep mutfaktasın, aktifsin ve eş zamanlı yemeğin tadılıyor ama bununla ilgilenecek vaktin yok çünkü yetiştirmen gereken bir sipariş var. İkisi de bambaşka heyecanlar. Ama sanırım sahne dinamiği bana daha konforlu ve sınırsız geliyor. Belki de kamera ile temasım arttıkça fikrim değişebilir.
Faust Tiyatro Oyunu Üzerine
B: Okuldan ayrıldıktan sonra arkadaşlarınızla kurduğunuz Arsız Kumpanya ile Johann Wolfgang von Goethe tarafından yazılan, klasikler arasında yer alan Faust oyununu 2019 yılından beri oynuyorsunuz. Hatta Faust oyununda yönetmen yardımcılığı da yapıyorsunuz ve oyun da çok seviliyor. Bu oyunda sizin en çok sevdiğiniz özellik nedir?
ÖNA: Buna tek ve net bir cevabım var. Ekip olmak. Evet, oyun sevilen bir oyun oldu. Bu bizi çok mutlu ediyor. Evet, çok önemli bir klasiği, Yiğit Sertdemir gibi bir rejisörle deneyimleme şansımız oldu, ki ekip hissinin mimarıdır, şahane bir yol göstericidir hayatta da. Fakat sanıyorum bu oyun olduğundan çok fazlası bizim için. Çünkü her şeyin başlangıcı. Birlikte büyüdüğüm bu altı kişiyle sahnede kolkola olmaya devam edebilmek herkesin başına gelebilecek bir şans değil. Değerlendirmeye çalışıyoruz. Bu ekibe bir gelecek kurmak için elimizden geleni yapıyoruz. Şartlar bizi zorluyor ama var bir hayalimiz. Bakalım…
B: Faust’u Kültüral Performing Arts sahnesinde oynuyorsunuz. Bize biraz Kültüral Performing Arts sahnesinden bahsedebilir misiniz?
ÖNA: Kültüral’a ilk geldiğimde yalan sölemeyeceğim “İnsanların burdan nasıl haberi olacak? Burada tiyatro olduğunu anlatmak bile zor, değil ki insanlar benimsesinler.” diye düşündüm kısacık bir an. Ama sanayinin ortasında bir kapıdan içeri girince bütün dünyanın değişmesi çok heyecan verici. Ciddi bir kitlesi olmasının da açıklaması bu sanırım. Kapının yerini öğrenmene bakıyor yani. Çok güzel bir sahne oldu bence. Ben hem oynamayı, hem vakit geçirmeyi, hem oyun izlemeyi çok seviyorum Kültüral’da.
B: Faust’u uzun zamandır oynuyorsunuz ve bir süredir de oyun Kültüral Performing Arts sahnesinde yer alıyor. Burada başınıza gelen ilginç ya da komik bir anınız var mı?
ÖNA: Biz Faust’u bu sezon oynamaya başladık Kültüral Performing Arts’da. Sanıyorum henüz 4-5 oyun oynadık. Ama zaten “Faust?” başlıbaşına bir hikaye yaratıyor her oyun kendine. Şimdi oyun sırrı anlatmak gibi olmasın. Her oyun başka bir anı çünkü. 🙂
Öykü Naz Altay ile Netflix ve BluTV Üzerine
B: BluTV yapımı Bonkis dizisinde yer aldınız. Sizce BluTV gibi platformların yapımlarının geleneksel televizyon dizilerinden farkı ne?
ÖNA: Deneyimleme şansım olduğu için çok şanslıyım dijitali. Henüz sadece Netflix ve Blu Tv ile çalışma şansım oldu. Genel anlamda bütün denklemler farklı. Bir kere prova sürecinden tutun, tüm senaryonun elinizde bulunmasına, zaman kısıtlaması olmadan ama daha insani şartlarla çalışmak zaten bilinen gerçekler. Bütün zemin daha sağlam ve öngörülebilir bir kere. Ben her koşulda, sansür olmasa da otosansür mekanizması durmayan bir coğrafya olduğumuza inanıyorum ama tabii yazım dili de çok daha rahat televizyona kıyasla. Bonkis ise çok özel bir iş benim için. Bence sektörde de özel bir yeri var. İçinde bulunduğum için şanslı hissediyorum. Oyuncu için sözünün arkasında bütünüyle durabildiğin bir işin içinde olmak çok rahatlatıcı. Bonkis de bu anlamda bana ve bence sektöre iyi gelen yapımlardan.
B: BluTV, Netflix, Gain gibi platformların geleceğini nasıl görüyorsunuz?
ÖNA: Kanallar üzerinden ayrı ayrı söylenecek bir sözüm yok. Ama sıkı bir seyirci ve sektörün bir parçası olarak heyecan ve umut verici buluyorum. Emin adımlarla da büyüyorlar. Özellikle BluTV, Gain gibi yerli kanallar oluşması, onların işlerini bu kadar özenli yapıyor oluşu beni çok mutlu ediyor. Gelecek de belli ki tamamen dijitalin, dünyanın gittiği yer itibariyle de. O konuda bir şey söylemeye gerek yok bence.
B: Oyuncu adaylarına ve oyuncu olmak isteyen gençlere tavsiyeniz var mı?
ÖNA: Bir tavsiye verebilmek zor. Çok öznel bir yolculuk bence. Herkesin yolu, engebesi, yürüyüşü başka. Ama kolay değil diyebilirim. Hayattaki her şey gibi. Önce gerçekten istemek, sonra gerçekten çalışmak gerekiyor sanırım. Ben de yolun başındayım. Daha deneyimleyip, sonra onları gözlemliyorum. Dersler çıkarıyorum. Şu ana kadar anladığım çok çalışmak, performans gerçekleşene kadar çok çalışmak, performe ederken de hepsini unutup, kendini akışa bırakmak lazım sanırım. “Anladın da gerçekleştirebiliyor musun?” diye sorarsanız, denemeye devam ediyorum diyelim.
B: Bize zaman ayırdığınız için çok teşekkür ederiz. Kariyerinizde başarılar diliyoruz.
ÖNA: Teşekkür ederim, bu güzel röportaj için. 😊
Öykü Naz Altay ile gerçekleştirdiğimiz bu röportajı beğendiysen diğer röportajlarımıza da göz atabilirsin.