Bu yazımızda kadın tekno DJ olmak konusunu ele aldık. Tekno müzik son zamanların hızla yükselen fenomenleri arasında yer alıyor. Sadece dünyada değil, ülkemizde de her geçen gün techno müzik dinleyicisi artıyor. Yıllardır bu müziğe emek vermiş tekno DJ’lerinin yanı sıra gençler de bu müzik türüne karşı oldukça ilgililer.
Kadınlar gününde tekno dünyasının kadın dj’lerine ses verdik ve bu dünyaya bir de onların gözünden bakalım istedik. Türkiye’de önde gelen 4 kadın tekno DJ ile geçekleştirdiğimiz röportaj ile onların sahneye çıkış hikayelerini, yaşadıkları zorlukları ve erkek yoğun bir sektörde kadın olmanın güzel ve kötü yanlarını değerlendirdik. Ayrıca DJ olmak isteyen gençlere tavsiyelerini de sorduk.
Tuba Lüleci Alaçam, Feyza Emir, Melodi Atasoy ve Vildan Gündüz ile gerçekleştirdiğimiz röportaja geçmeden önce tekno müzik nedir, ona bakalım ve sonrasında bu 4 kadın tekno DJ’e kulak verelim.
Tekno ya da Techno Müzik Nedir?
Techno müzik nedir sorusunun en basit cevabı aslında şu şekilde verilebilir; tekno müzik çoğunlukla vokal veya geleneksel bir popüler şarkı yapısı olmayan, hızlı bir vuruş/ritim ve sentezlenmiş sesler içeren elektronik dans müziğidir.
Kadın Tekno DJ Olmak
Bu yazımızda kadınlar günü dolayısıyla “kadın tekno DJ olmak” konusunu ele aldık ve Türkiye’nin en ünlü ve başarılı kadın DJ’leri arasında yer alan Tuba Lüleci Alaçam, Feyza Emir, Melodi Atasoy ve Vildan Gündüz ile gerçekleştirdiğimiz röportaja yer verdik.
İşte Vildan Gündüz, Feyza Emir, Melodi Atasoy ve Tuba Lüleci Alaçam’ın DJ’lik öyküleri…
Vildan Gündüz
Biletino: Vildan DJ’liğe nasıl başladın? Seni sahneye çıkaran ilk kıvılcım nasıl yandı?
Vildan Gündüz: Hiçbir zaman DJ olmak gibi bir şey yoktu kafamda. End Ürün tasarımcısıyım ve hayatımı iç mimarlık yaparak kazanıyordum. 2014 yılında Pioneer Dj Akademiden burs kazandım. Bir yandan kendi mesleğimi yapıyor bir yandan da sadece soundcloud’dan set yayınlıyordum, herhangi bir yerde çalmıyordum.
B: Peki sahneye çıkış hikayeni bizimle paylaşır mısın? İlk sahne deneyimin nasıldı, neler hissettin?
VG: 2014 yılında Efes One Love’da çalmamı istediler ve ben henüz herhangi bir yerde çalmamış, dinleyici karşısına çıkmamıştım. Herhangi bir performans göstermeden direkt festivalde çalarak bu işe başlayan dünyada bir tek ben olabilirim. Bu da benim şansım oldu. Gerçekten çok heyecanlıydım ve korkuyordum. Son 15 gün kulaklıkla uyudum.
B: Bu senin rutinin mi, diğer etkinliklerde de bunu yapıyor musun?
VG: Bu benim büyük eventlerden önce devamlı yaptığım bir şey. Her ne kadar profesyonel olsam da bazı şeyler değişmiyor. İşimde ve hayatımda mükemmellik ön planda kusur ve eksik sevmiyorum.
B: DJ’liğe ilk başladığında ilham kaynakların kimlerdi?
VG: Dj Koze . Electronik müziğin her tarzını kendine göre yorumlamasına hala hayranım.
B: Peki Koze hariç takip ettiğin diğer isimler kimler?
VG: Dijitalleşen dünyada aslında buna bir kaç isim vermek çok zor çünkü ilgi alanınıza giren 100’lerce ismi aynı anda takip edebiliyorsunuz.
B: Peki en sevdiğin kadın Dj kim diye sorsak?
VG: Sadece DJ demek biraz haksızlık olur besteci ve prodüktör SØS Gunver Ryberg
B: Günlük hayatında ne tür müzikler dinliyorsun? Müziğin geleceği sence nereye gidiyor ve elektronik müziğin bu gelecekteki yeri ne olacak?
VG: Günlük hayatımda electronic müziğin her çeşitini dinliyorum diyebilirim. Electro klasik, ambient, techno, electronica, braindance , dnb…
B: Gelelim günümüzün konusuna… “Kadın Tekno DJ” olduğun için kariyerinde yaşadığın olumsuzluklar var mı? Erkek olsaydım böyle olmazdı dediğin olaylar yaşadın mı?
VG: Evet. Çok fazla olumsuzluk yaşıyoruz ve çok fazla cinsiyetçi düşünceye maruz kalıyoruz… Bir kere kadın olduğumuz için erkek egemenliği olan bu meslekte var olmak çok zor. İyi bir yerde performans gösterdiğiniz zaman ilk düşündükleri şey “Abi ya, pozitif ayrımcılık, sırf kadın olduğu için orada çalıyor .“ oluyor. Bu gerçekten çok saçma.
B: Bu olumsuzlukların üstesinden nasıl geldin?
VG: İşime daha fazla sarılarak… İnsanı o kadar çok eksik hissettiriyorlar ki daha çok çalışmak zorunda kalıyorsun.
B: Ailen ve yakın çevren DJ’lik yapacağım dediğinde nasıl tepki verdiler?
VG: Aslında onlar benim bu tarz faaliyetlerime alışkınlar. Müzik benim çocukluğumdan gelen bir tutkuydu ve bunun farkındalardı. Doğum günümde bana piano hediye alan bir aileden geliyorum, bu konuda da şanslıyım. Ailem ben karar verdikten sonra sadece destekler, sorgulamaz.
B: Ailen en büyük destekçindi o zaman?
VG: Ailem, arkadaşlarım ve beni dinleyen insanlar en büyük destekçilerim.
B: Yeni tanıştığın insanlara DJ olduğunu söylediğinde verdikleri tepkiler nasıl oluyor?
VG: Tasarımcı ve sanatçıların yoğun olduğu bir çevreden geliyorum. Tanıştığım insanlarda genelde bu çevreden oluyor. Kolektif bilinç olarak hepimiz birbizimizi destekliyoruz.
B: Bu işi yapmaktaki en büyük motivasyonun nedir? İçindeki motivasyonu nasıl canlı tutuyorsun?
VG: Benim en büyük motivasyonum dinleyici tepkileri. Ürettiğin sürece de motivasyon süreklilik gösteriyor.
B: Yolun başında olan kadın DJ’lere tavsiyen nedir?
VG: Yaşadığınız olumsuzlukların nedeni kendiniz değil, çok fazla sextist yaklaşım olacaktır. Çalışmaya ve üretmeye devam ettiğiniz sürece başarınız daim olacaktır.
B: Teşekkür ederiz Vildan, çalışıp, olumsuzlukları görmezden gelip kendi yolumuzda ilerlememiz konusunda motivasyon kaynağı oldun. Hayalini kurduğun her şeyi gerçekleştirmen dileğiyle…
Feyza Emir
Biletino: DJ’liğe nasıl başladın? Seni sahneye çıkaran kıvılcım nasıl yandı?
Feyza Emir: Çocukluğumdan beri çok fazla müzik dinlerdim. Her gün oturup değişik müzik türleriyle ilgili araştırmalar yapar, yeni sanatçılar ve parçalar keşfedip indirirdim.Sonra farkına varmadan çok büyük bir arşivim oldu ve arkadaşlarım sürekli benden onlara cd hazırlamamı isterdi. Bu durum böyle ilerledikçe acaba DJ’lik eğitimi mi alsam diye düşünmeye başladım. Bir adım öteye taşımak istedim bu hobimi ama hiçbir zaman kafamda mekanlarda çalarım, bu benim işim olur gibi düşüncelerim yoktu. DJ’lik eğitimi almıştım ve evde kendime setler hazırlıyordum. Bir sure bu hobi olarak devam etti. Arkadaş ortamlarında ev partilerinde çalıyordum, sonra bir gün sevgili arkadaşım Aslı Sak bir event yapıyordu. Evrim de Evrim’in çaldığı bir eventti bu ve bana altına seni yazıyorum, sen calacaksın, dedi ve tüm hikaye o geceden sonra başladı 😊
B: İlk sahne deneyimini paylaşır mısın? Neler hissettin?
FE: İlk sahne deneyimim, Karaköy WOM’ da Evrim de Evrim’in altında caldığım gecedir. İlk defa bir mekanda çalmanın verdiği heyecan bir yana, Evrim’e warm up yapacak olmamın heyecanı çok daha fazlaydı 😊
B: DJ’liğe ilk başladığında ilham kaynakların kimlerdi?
FE: Spesifik bir şekilde ilham kaynağım buydu ya da bunlardı diyemem çok fazla araştırıyordum ve her keşfettiğim sanatçı bana ayrı ilham kaynağı oluyordu.
B: Kimleri takip ediyorsun? En sevdiğin kadın DJ kim?
FE: Chicago House, Detroit House ve Detroit Techno çalan birçok DJ’i takip ediyorum. En sevdiğim kadın DJ Honey Dijon.
B: Günlük hayatında ne tür müzikler dinliyorsun? Müziğin geleceği sence nereye gidiyor ve techno müziğin bu gelecekteki yeri ne olacak?
FE: Günlük hayatımda elektronik müziktense daha sakin şeyler dinlemeyi tercih ediyorum. Tür olarak bir ayrım yapamam, o günkü moduma göre değişiyor 😊
Müziğin geleceği cümlesindense gece hayatı nereye evrimleşiyor demek daha doğru olur sanırım çünkü müzik her yerde her anımızda modumuza göre değişkenlik gösterebilir. Tekno diğer her müzik türlerinin olduğu gibi hayatımızda hep olucak. Herkesin kendini ifade ediş biçimi duygu durumu farklıdır. Ama Türkiye bazlı bakarsak tekno çalan mekan çok çok az eskisi gibi değil. Kulüp kafasından ziyade bar kafası hakim artık gece hayatında. Mekan sahiplerinin maliyetleri çok yüksek ve içecek satışları en fazla hangi türde gidiyorsa ona göre line-up belirleme durumları var. Daha melodik daha yumuşak bir sound tercih edilir durumda.
B: DJ’lik kariyerinde cinsiyetinden dolayı yaşadığın olumsuzluklar var mı? Erkek olsaydım böyle olmazdı dediğin olaylar yaşadın mı?
FE: DJ’lik kariyerimde cinsiyetimden dolayı bir sorun yaşamadım.
B: Ailen ve yakın çevren DJ’lik yapacağım dediğinde nasıl tepki verdiler? En büyük destekçin kimdi?
FE: Ailem ilk başlarda hobi olarak kalması tarafttarıydı ama şu an tam destekler. Bu konuda en büyük destekçim en basından beri ablam oldu.
B: Peki mesleğini söylediğin zaman diğer insanların tepkileri nasıl oluyor?
FE: Yeni tanıştığım insanlara dj olduğumu söylediğimde çok şaşırıyolar 😊
B: Bu işi yapmaktaki en büyük motivasyonun nedir? İçindeki motivasyonu nasıl canlı tutuyorsun?
FE: Çalarken insanlarla aynı frekansa geçip, kurduğum o bağ… İşte beni en çok motive eden şey bu.
B: Yolun başında olan kadın DJ’lere tavsiyen nedir?
FE: DJ olmak isteyen arkadaslara tavsiyem çok araştırsınlar ve çok dinlesinler. Her dinledikleri kişi hem teknik açıdan hem de sound olarak onlara yeni birşey katacak. Kendi gerçek sound’unuzu bulmanız, sizi en iyi ifade eden tarzı oturtmanız zaman alıyor. Mixing açısından da gelişebilmeniz için bol pratik ve dinleme…
B: Teşekkür ederiz Feyza, başarılarının devamını diliyoruz…
Melodi Atasoy
Biletino: DJ’liğe nasıl başladın? Seni sahneye çıkaran kıvılcım nasıl yandı?
Melodi Atasoy: Türkiye’nin en iyi DJ’leri ile birlikte 2013 yılından itibaren canlı vokalli performanslar yaptıktan sonra 2017 yılında DJ’liği öğrenmeye karar verdim. Fakat beni ilk kez sahneye çıkartan DJ’lik veya DJ’ler için vokal yapmam değildi. Ben çok küçük yaşlarımdan itibaren dans, tiyatro ve müzik ile ilgili alanlarda birçok kez sahneye çıkmış birisiydim. Yani DJ’liğe gelene kadar bendeki sahne ateşi çoktan yanmış, alevleri göğe ulaşmıştı bile 😀
B: O zaman sorumuzu biraz değiştirelim 😀 DJ olarak ilk sahne deneyimini anlatabilir misin? Neler hissettin?
MA: İlk DJ performansımı Karaköy Mitte’de yaptım. Sadece arkadaşlarımızın katıldığı ufak bir etkinlikti. Heyecanlı ve mutluydum çünkü sahnede aynı anda hem DJlik hem de vokal yapmak uzun zamandır gerçekleştirmek istediğim bir hayalimdi.
B: DJ’liğe başlamandaki ilham kaynağın ne oldu?
MA: DJ’liğe başlamadan önce DJ’lerin setlerine canlı vokal yaparak bu yola başladığımı söylemiştim. Bu konuda da bana ilham olan bir şarkı olmuştu. DJ Tiesto’nun ‘’Beautiful Things’’ adlı şarkısına Andain vokali ile eşlik etmişti ve o canlı performans beni inanılmaz etkilemişti. O gün elektronik müziğe merakım başladı ve bugünlere kadar geldim 😊
B: Takip ettiğin kadın DJ’ler kimler?
MA: Jennifer Cardini, Peggy Gou, Gioli & Assia, Blond:ish, PLAYLOVE takip ettiğim kadın DJ’lerden bazıları..
B: Günlük hayatında ne tür müzikler dinliyorsun?
MA: O kadar çok farklı sevdiğim müzik türü var ki… Hepsinden dinliyorum 😊 Yeri geliyor sabahları klasik müzikle güne başlıyor, yeri geliyor yolda yürürken Rock dinleyip gaza geliyorum. Birgün beni Müslüm Gürses dinleyip dertlenirken bulabilir, başka birgün sert bir Progressive House parçası çalarken yakalanabilirim 😉
B: DJ’lik kariyerinde cinsiyetinden dolayı yaşadığın olumsuzluklar var mı? “Kadın Tekno DJ Olmak”la ilgili sorunlar yaşadın mı?
MA: Ne yazık ki bazı kendini bilmez erkek dinleyiciler tarafından tacize uğradığım oldu.. ‘’Kadından DJ ve Müzik Prodüktörü de mi olurmuş’’ diyenler de oldu.. Sallamayacaksınız böyle dar zihinli sığ insanları.
B: Bu tepkileri sen nasıl karşıladın?
MA: Her türlü yolda olumsuzluklar çıkabilir karşımıza… Aslında yılmayıp yola devam ettiğimizde ve bu olumsuzlukları aştığımızda eskisinden çok daha tecrübeli ve güçlü oluyoruz. Her zaman ‘’Öldürmeyen şey güçlendirir’’ diyerek yolculuğuma devam ettim. Kendinize inanarak her şeyin üstesinden gelebilirsiniz.
B: Ailen ve yakın çevren DJ’lik yapacağım dediğinde nasıl tepki verdiler? En büyük destekçin kimdi?
MA: Her zaman olduğu gibi ailem ve yakın arkadaşlarım kararlarıma saygıyla yaklaştılar ve en büyük destekçim oldular.
Bu hayatta en büyük destekçim her zaman annemdir. Ayrıca Türkiye’de elektronik müzik deyince ilk akla gelen Suma Han ve Suma Beach’in yaratıcısı olan abim Cengiz Can Atasoy da beni her zaman yetenekli buldu ve motive etti. Suma’nın Resident DJ’i olmak beni çok gururlandırıyor.
B: Yeni tanıştığın insanlara DJ olduğunu söylediğinde verdikleri tepkiler nasıl oluyor?
MA: Oldukça havalı buluyorlar 😀
B: Bu işi yapmaktaki en büyük motivasyonun nedir? İçindeki ateşi nasıl canlı tutuyorsun?
MA: Şu hayata geldim geleli bildiğim tek bir doğru var; o da müzik. Zaten ismim Melodi 😀 Adının hakkını tam anlamıyla veren, ismiyle bu kadar bütünleşmiş başka bir Melodi ile tanışmadım henüz. O yüzden motivasyona ihtiyacım yok.. Benim her anım müzik dolu!
B: Yolun başında olan kadın DJ’lere tavsiyen nedir?
MA: DJ’lik kariyerinizin başlarında sizi ciddiye almayanlar, emeğinizin karşılığını doğru dürüst vermeyenler çıkacaktır. Aldırmayın! Mekanlarda gruplaşmaların olduğunu ve sizi, ne kadar çok isteseniz de asla aralarına almak istemeyen egolu garip tipleri göreceksiniz. Asla aldırmayın! Üç kuruşa uzun saatler mekanının ses sistemini ve Dj ekipmanlarını bile doğru dürüst sağlayamamış insanlar için binbir zorlukla çalmanız gerekecek… Pes etmeyin.. Bu tecrübeler sizi daha iyi bir DJ yapacak. Ayrıca yolun başındaki DJ’lerin müzik teorisi bilmelerinin, prodüksiyon yaparak kendilerini birkaç gömlek yukarıya taşımalarının çok faydalı olacağını düşünüyorum. Son olarak da sürekli müzik dinlemelerini, kendilerini güncel tutmalarını ve sosyal medyayı güzel kullanmalarını öneririm.
B: Seni dinleyip sevenlere söylemek istediğin başka bir şey var mı?
MA: Sosyal medya hesaplarımdan takip ederek destekçim olabilirsiniz 😀 Teşekkürler.
B: Biz teşekkür ederiz Melodi. Hayatından müzik hiç eksik olmasın 😊
TUBA LÜLECİ ALAÇAM

Biletino: DJ’lik yolculuğun nasıl başladın? Seni sahneye çıkaran kıvılcım nasıl yandı?
Tuba Lüleci Alaçam: DJ’lik aslında en büyük hayalimin peşine düşmem ile başladı. Ben ODTÜ Mimarlık Fakültesi Şehir Planlama mezunuyum ve üzerine yine ODTÜ’de Executive MBA programını tamamladım. Kendimi bildim bileli müziğe aşıktım, hayalim DJ olmaktı ama mezuniyetin ardından -beklentilerin de getirdiği üzere- yoğun bir kurumsal çalışma hayatına giriştim. Ardından ithalat, distribütörlük ve perakende alanında kendi işimi kurdum.
Bir kaç yıl sonra işlerimi etkinlik organizasyon tarafına yönelttim ve yıllardır içimde baskıladığım DJ olma hayalimi gerçekleştirmeye karar verdim. Bunu kimse için değil kendim için yapmak istedim. Müziği yaparken paylaşma duygusu beraberinde geliyor. Başladıktan kısa bir süre sonra ciddi bir eğitim almaya karar verdim ve her zaman adını saygı ve sevgiyle andığım Power FM’den bir duayenin, Emre Yönter’in öğrencisi oldum. Bana tekniğin de ötesinde müthiş bir deneyim, bilgi ve algı aktardı. Emre Yönter ile derslerime devam ederken, etkinlik organizasyonlarında sahne almaya başladım. Hem Emre hem de sahneler beraber bana ders verdiler diyebilirim. Her sahne hala bir ders…
Etkinliklere ve derslere devam ederken pandeminin başlaması ise bana yepyeni bir eğitim alanı açtı. Power FM aplikasyonu Power App, Evde Kal döneminde, aplikasyonda yer alan DJ’lerine canlı yayın yaptırdı. 2 kere canlı yayın yaptıktan sonra Power TV’nin haftalık yayınlanan WOMAN POWER programının DJ’lerinden biri olarak seçildim. Benim için büyük mutluluk ve onur oldu. Her hafta 1 saatlik set hazırlayıp çalarak TV için çekim gerçekleştirdim ve bu neredeyse 1,5 sene sürdü. Her hafta yeni müzikler keşfetmek, yeni teknikler öğrenmek ve kendimi geliştirmek için çalışmak büyük bir eğitim oldu. Programa başladığım zamanki Tuba ile 1,5 yıl sonraki Tuba bambaşka 😄 Sahne deneyiminde neler hissettiğimi sormuştunuz, bu da sahne gibi müthiş interaksiyon yaşadığım bir deneyim oldu. Karşımda gözgöze gelemesek de her programdan sonra izleyicilerden gelen yorumların, paylaşımların hissettirdikleri muhteşem.
B: İlk sahne deneyimini paylaşır mısın? Neler hissettin?
TLA: İlk ciddi kurumsal sahne deneyimim Mirkelam’ın sahne alacak olduğu bir okul buluşması idi. Gecenin warm-up’ını yapmıştım. Son derece heyecanlıydım. Sahneden indikten sonra konukların gelip beni tebrik etmeleri, harika çaldın, müthiş eğlendik,bayıldık, vb. demeleri benim için en müthiş anı oldu.
B: DJ’liğe ilk başladığında ilham kaynakların kimlerdi?
TLA: İki tane ‘bir numaralı’ ilham kaynağım var. Biri Emre Yönter. Power FM’de onun setlerini dinlerken yaptığı müthiş yaratıcı geçişler, müzikler arası ilişkiler, beni onun öğrencisi olmak isteği ile doldurmuştu.
İkinci bir numaram ise CLAPTONE. Claptone’u izleyerek, dinleyerek çok şey öğrendim. Claptone müziklerindeki duygu, çalarkenki enerjisi… Power TV için 1 saatlik özel bir Claptone seti hazırlamıştım. Onu sosyal medyada paylaşırken de dediğim gibi, mevcut müzik konjonktüründe house müzik yaparak cesur adımlarıyla yürümekten vazgeçmiyor.
James Hype da müthiş teknikleri ile her zaman ilhamlarımdan biri.
B: Kimleri takip ediyorsun? En sevdiğin kadın DJ kim?
TLA: Multi-genre sever olduğum söylenebilir 😄 Claptone, Vintage Culture, Gorgon City, James Hype, Meduza… Melodic Techno/Progressive’de Cassian, Yotto, Franky Wah, Camelphat, Tinlicker, Cristoph, Hayden James, dün beraber sahne aldığımız Stereo Express… Daha çok var 😄
En sevdiğim kadın tekno DJ’ler : Nora En Pure, Gioli & Assia ve çok yetenekli Juicy M. Future House tarzım olmasa da onun yeteneklerini konuşturduğu 4-deck setlerini izlemekten çok keyif alıyorum. Nicole Moudaber.
B: Günlük hayatında ne tür müzikler dinliyorsun? Farklı müzikler dinlemenin işine avantajı oluyor mu?
TLA: Multi-genre konusu aynen devam 😄 Sabah chill/lounge ile başlayıp gün ortasında mainstream’de neler oluyor diye bakıp, önce biraz deep house, ardından melodic techno/progressive’de yeni çıkanlar , öte yandan house/tech house’da yeni keşifler… Multi genre olmanın prodüksiyon safhasında insana geniş bir bakış açısı kazandırdığını düşünüyorum açıkçası.
B: Müziğin geleceği sence nereye gidiyor ve techno müziğin bu gelecekteki yeri ne olacak?
TLA: Müzikte teknolojinin getirdikleri ile müthiş bir dijitalleşme yaşıyoruz. Bu tek bir kişi olarak müthiş bir yaratıcılığa sahip olmayı sağlıyor ama öte yandan belli bir kesimin de gerçek enstrümanlardan kopmasına yol açıyor gibime geliyor. Şu an gerçek enstrüman ele değmeden müzik üretmek mümkün. Dijitalleşmede sınırlar kalkıyor, yeni soundlar yeni teknikler çıkıyor. Müthiş bir yaratıcılık. Müzik her zaman insanların duygularını harekete geçiriyor, ama dijitalleşme ile beraber sound design çok daha ileri bir seviyeye geliyor. Techno türleri bunu çok iyi okuyor ve insanları o ses tasarımları ile duygu dünyalarında müthiş yolculuklara çıkarıyor. Ben bunun artarak devam edeceğini düşünüyorum. Genel olarak elektronik dans müziği, hip hop ile beraber dünyadaki güncel baskın genre.
B: DJ’lik kariyerinde cinsiyetinden dolayı yaşadığın olumsuzluklar var mı? Erkek olsaydım böyle olmazdı dediğin olaylar yaşadın mı?
TLA: Hem kendi adıma hem de kadın DJ’lerin genel olarak yaşadıklarını gözlemlediğim olaylar var. Sosyal medyada yada TV’de beni çalarken gördükleri zaman bir çok kez “gerçekten çalmıyor, set çalıyor; kablo takılı değil; setup kapalı” gibi yorumlar olurdu, her zaman bir çok kadın DJ’ye yapıldığını görüyorum. Bunu aynı şeyi aynı şekilde çalan bir erkek DJ için söylemezler.
Mesela ilk başlarda o kadar çok başıma geliyordu ve ben o kadar üzülüyordum ki, kayıtlı bir set çalmadığımı belli etmek için her setime muhakkak bir BackSpin (jog’u bir plak gibi el ile hızlıca döndürmek) koymaya başlamıştım. Hala nerede çalarsam çalayım illaki bir backspin yaparım ki canlı çaldığım belli olsun. Mesela dış mekanda güneş altında çalıyorsunuz ve setup’ın ışıkları yansımadan dolayı kamerada gözükmüyor, hemen altına yazmaya başlanır: Setup kapalı, sahte bu, vb. Kendileri böyle bir çekim deneyimlemedikleri için bilmezler ama bir erkek DJ’yi öyle görseler akıllarından bile geçmez. “İyi çalan bir kadın DJ olamaz” gibi bir yargıları var altta yatan.
Kadın DJ’in ne giydiği konu olur, yaşı konu olur… Bu konuların çalınan müzikle hiç bir ilgisi yoktur oysaki. Mühim olan çaldığın ve dinleyenlerine aktardığın duygular… Bu konular erkek DJ’lerde hiç gündemde değildir bile. Ama kadınlar bu konular ile yargılanır.
B: Sahnede kadın tekno DJ olmanın zorluklarını yaşamışsın. Peki ailen ve yakın çevren DJ’lik yapacağım dediğinde nasıl tepki verdiler? En büyük destekçin kimdi?
TLA: Müthiş bir soru çünkü benim durumumda en fazla etkisini yaşadığım konulardan birisi buydu. Bahsettiğim üzere kurumsal hayat üzerine kendi işini yapmaya başlamış (ve halen de devam eden) birisi olarak hayatımın ileri bir döneminde, “Ben DJlik yapmaya başlayacağım.” dediğimde herkesi şok ettiğim söylenebilir. Ailem, eşim ve sosyal çevrem. Kimse bu durumdan haz etmedi. Müzik benim için bir tutku ve o kadar süre toplumsal/ailesel/statüsel kaygılardan dolayı geri plana attığım bu arzumu gündeme getirmem herkesi sarstı. Sanırım en büyük kaygı bunun “saygın” algılanmayacağı üzerineydi. Bu algıya halen çok kızdığımı söyleyebilirim.
Dinleyenlerle aranda müzik ile oluşan müthiş bir etkileşim var ve bunun verdiği mutluluk çok yüksek. Saygın olmadığını düşünmek kısmı gerçekten kabul edilemez. “Sahneye çıkan kadın” algısı… Uzun süre bununla savaştım. Sahneye çıkıp müzik çalmanın gerçekten ne olduğunu her sahne ile hem eşime hem de aileme göstermeye çalıştım. Sosyal çevremden bana “Baban senin bu yaptıklarına ne diyor” diyenler bile olmuştu, hiç unutmuyorum. “Ne yapıyorum ben, kötü bir şey mi?” demiştim… Sosyal çevremin de hakkımda arkamdan uzun uzun konuşmasına sebep oldum kısacası 😄
“Kadın tekno DJ olmak” bana bunları yaşattı. Bunların hiçbirinin erkek olsaydım olmayacağını biliyoruz. En büyük şoku yaşasalar da yine de en büyük desteklerim, eşim ve ailem. Artık benim yaşadığım mutluluğu ve heyecanı benimle beraber yaşıyorlar.
B: Yolun başında olan kadın DJ’lere tavsiyen nedir?
TLA: Öncelikle DJlikte benim için de eğitim hiç bitmiyor. Her gün yeni bir şey öğreniyorum. Hiç bir zaman ben oldum diyemem. Sadece bugüne kadar geçmiş olduğum yollara istinaden söyleyeceklerim olabilir: Morallerini bozmasınlar ve vazgeçmesinler. Acemilik dönemi denen bir şey var, her konuda olduğu gibi. Ama Kadın DJ acemiyken, acemi bir erkek DJ’e göre 10 kat daha fazla eleştiriliyor. Yapamazsınlar, beceremezsinler, kötüsünler, sahtesinler 10 kat daha fazla. Ne müzik çaldığından çok giyim/saç/fizik vb.ye takılınması son derece asap bozucu gelecek. Gerçekten negatif yorumları dinlemeyip, kendilerini olumlu yönde geliştirebilecek yolları tercih etmeliler.
B: Eklemek istediğin başka bir konu var mı?
TLA: Bu kadar hassas bir konuya değindiğiniz ve bana da yer verdiğiniz için teşekkür ediyorum.
B: Samimi cevaplarınızla erkek egemen bir sektörde kadın olmanın zorluklarını dile getirdiğiniz için biz teşekkür ederiz. En büyük dileğimiz kadınların ne iş yaparlarsa yapsınlar cinsiyetlerinden dolayı önyargıya maruz kalmamaları… İnanıyoruz ki “kadın” olmanıza rağmen çok daha güzel işlere imza atacaksınız, yolunuz açık olsun.
Tekno Dünyasında Kadın DJ Olmak
Vildan Gündüz, Feyza Emir, Melodi Atasoy ve Tuba Lüleci Alaçam’a tekrar içten cevapları için teşekkür ediyoruz. Kadınlar günü vesilesiyle ele aldığımız bu yazıda bize kadın tekno DJ olmak ne demek tecrübelerinden örnekler vererek anlattılar. Temennimiz yeni kuşak kadın tekno DJ’lerin geçmişte yaşadıkları sorunları yeni kuşakların yaşamaması.
Tüm kadınların eşit ve adil bir dünyada yaşadığı bir gelecek dileğiyle…
8 Mart Dünya Kadınlar Günü Kutlu Olsun!
Yaklaşan elektronik müzik etkinliklerine göz atmak için buraya tıkla!







