I Hate Models

I Hate Models, deep house ve hipnotik tarzını duyusal tepkilere odaklanarak gerçekleştiren Fransız DJ ve prodüktördür. Kendine has tarzı ile geniş bir kitleye ulaşan I Hate Models, yüzündeki bandanası ve melankolik duygularını uçlarda yaşatması ile en çok merak edilen tekno DJ’ler arasında yer alıyor. Tekno, deep house veya hipnotik tarzını sevenlerin tanımaktan keyif duyacağı I Hate Models ile ilgili bütün merak ettiklerinizi bir araya getirdik. Biletino olarak sevdiğiniz sanatçıları sizlerle paylaşırken daha önce hiç duymadığınız detayları da sizlerle paylaşmaya özen gösteriyoruz. İşte birbirinden özel bilgi ve detaylarla I Hate Models’in yaşamı ve müzik kariyeri.

I Hate Models Kimdir?

I Hate Models gerçek adı Guillaume Labadie olan Fransız bir prodüktördür. Paris’te doğup büyüyen Labadie, her genç müzisyen gibi standart bir müzik serüvenini takip etti. Başlangıçta Hip Hop ile kendini tanımlamaya başlasa da daha sonra metal ve punk gibi müzik tarzlarıyla tanıştı. Dans müzikleri ve son olarak da tekno müzik ile tanışan Labadie, onu I Hate Models yapacak maceranın ilk adımlarını atıyordu.

Tekno müzik tarzı ile tanıştıktan sonra kendi şarkılarını hazırlamaya başlarken bu konuda ciddi bir başarı elde etmeyi de başardı. 2015 yılında ilk çalışması olan ve Obscuur Records imzasını taşıyan Persephone adlı teklisini yayınladığında pek çok insan tarafından bilinmiyordu. Ama müzik konusundaki başarısı ve kendine has tarzı ve imajı sayesinde kısa sürede geniş kitlelere ulaşmayı başardı. Bu da onu bugün tekno müzik listelerinin önemli ismi I Hate Models’e dönüştürdü.

Maske Ardına Saklanmayı Seçen Bir Ünlü

I Hate Models, müzik dünyasında geniş kitlelere ulaşmayı başaran bir isim olsa da, diğer DJ’ler gibi adını öne çıkarıp sürekli gündemde olmayı tercih etmedi. Bu nedenle de adının arkasında neler gizli olduğunu hiç kimse henüz öğrenemedi. Tüm sahnelerine genellikle suratına taktığı bandana ile çıkan I Hate Models gerçek adının kullanılmamasını, bunun yerine sahne adıyla anılmak istediğini belirtti. Bu sayede Hozho veya Boris Brejcha gibi “gizemli ünlü isim” kimliğini yakalamayı başardı. Gizemli kişi imajı ve kendine has tekno müzik tarzı ile 20’li yaşlarının henüz başlarında olmasına rağmen tekno müzikte iyi bir çıkış yakaladı.

Müzik Tarzını Farklılıkları Birleştirerek Oluşturdu

Müziğe başladığı günden bu yana I Hate Models zıtlıkları bir araya getirmeyi amaçladı. Bu sayede melankoli ve şiddetin yarattığı zıtlıklar dünyasında harika bir müzik anlayışına sahip olduğunu da gösterdi. Daha sonra ortaya koyduğu her çalışmada bu anlayışı fazlasıyla göstermeyi de başardı. Zıtlıkların da bir araya gelerek eşsiz birer sonuç ortaya çıkaracağından hareketle, müziğinde bambaşka bir yaklaşıma ulaştı. Bu nedenle de duyguları aktarırken çalışmalarının kendine has oluşunu her fırsatta ortaya koydu.

Müzikte segmentasyon konusunu da benimsemeyen I Hate Models bunun yerine daha önce hiçbir araya gelmemiş tarzları bütünleştirmeyi hedefledi. Bu bağlamda geçmişte hiç yan yana gelmemiş parçaları ya da müzikleri kullanarak segmentasyona karşı duruşunu da gözler önüne serdi. Bu nedenle de I Hate Models’in sıra dışı biri olduğunu anlamak çok da güç olmadı.

I Hate Models’in Müzik Yaşamı

Özel hayatı ile ilgili bilgileri sır gibi saklayan Guillaume Labadie hakkında bilinenler genellikle müziği ile ilgili. Bu nedenle de Labadie’yi müziği üzerinden değerlendirmek pek çok dinleyicisinin yaptığı gibi daha doğru. Peki, müziğe başlangıcından bugüne kadar neler yaptı I Hate Models?

2015 yılında çıkış yapan I Hate Models; ilk çalışmasını Obscuur Records imzasıyla yayınladı. İlk tekli çalışması olan Persephone ile endüstriyel tekno tarzını yansıtan Labadie’nin ikinci çalışması ise Warehouse Memories adı ile yayınlandı. ARTS imzasıyla çıkan bu çalışması da farklılıkları bir araya getirerek eşsiz bir tarz sunma amacı güdüyordu. Daha sonra 2 adet daha tekli yayınladı. The Lost Tapes ve 500 Lesbians in Irak adlarını taşıyan bu teklileri sayesinde müziğinin engellerini teker teker aşıyordu.

Monnom Black, Voitax ve Khemia için çalışmalar yapan I Hate Models daha sonra Avrupa çapında turneler düzenleyeceği DJ kariyerini de yönlendiriyordu. Üretkenliğini asla bir kenara bırakmayan I Hate Models çalışmalarını gün geçtikçe daha da ileri seviyeye taşıdı. Khemia imzası taşıyan Midnights Cults ve London’s Perc Trax imzası taşıyan Spreading Plague sıradaki çalışmaları oldu. Son olarak yaklaşık 10 dakikalık tekno çalışmasını Umwelt ile Rave or Die adıyla yayınladı.

Müziğinde sürekli daha iyisini hedefleyen I Hate Models’in yeni çalışmaları ve konserlerini Biletino’dan takip edebilirsiniz.